23 Aralık 2017 Cumartesi

"Askerî Gemi Projeleri ve Pendik Motor Fabrikası" FATİH YILMAZ "Pendik Tersanesi Motor Fabrikası’nın Önemi"

Askerî Gemi Projeleri ve Pendik Motor Fabrikası 

FATİH YILMAZ
FATİH YILMAZ
Pendik Tersanesi Motor Fabrikası’nın Önemi
MİLGEM Projesi kapsamında, askeri gemilerde %65 civarında yerli sanayi katılımının sağlandığı ve söz konusu proje kapsamında prototip olarak üretilen TCG-HEYBELİADA ve benzer diğer gemilerde, normal seyirde diesel motorların, yüksek süratlerde ise gaz türbininin kullanılacağı biçimde dizel + gaz türbini konfigürasyonundan (CODAG) oluşan Alman menşeli MTU marka ana tahrik sistemi kullanıldığı belirtilmektedir.
Askeri gemilerde milli tasarım ve yerli katkı oranımızın %65 gibi önemli bir seviyeye yükselmiş olması şüphesiz çok önemli bir milli başarıdır. Ancak, İstanbul’da Pendik Tersanesi Motor Fabrikası gibi muazzam bir fabrikamız varken, “Milli Gemi”mizin “kalbi” olan ana tahrik sisteminin, bir kesimin ısrarlı tercihi ile yabancı marka olmasının “Yerli Savunma Sanayii” vizyonu ile örtüşmediği kanaatimi de açıkça paylaşmak isterim. Öyle ki; askeri ve “milli” gemilerimizin ana tahrik sistemlerini, yabancı ülke ve markalardan temin etmek yerine,Pendik Tersanesi Motor Fabrikası’nda gerekli rehabilitasyon ve modernizasyon çalışmaları yapılarak yerli imkanlarla üretme noktasında gerekli bilgi, tecrübe ve işgücü kapasitesine ülke olarak sahibiz.
(….) Pendik Tersanesi Motor Fabrikası’nda, yani bizim ülkemizde, 1981-1998 yılları arasında en büyüğü 14.000 BHP olan 100’e yakın gemi diesel motoru zaten fiilen üretilmiştir. Bu gemilerin çoğu o dönemde Deniz Nakliyat’a yani devlete ait gemiler olup, bu gemilere monte edilen makinelerin birçoğu halen tıkır tıkır çalışmaktadır. Yani, ülkemiz, gemi diesel motoru üretimi konusunda yakın tarihinden gelen derin bilgi birikimine ve tecrübeye zaten sahip. Buna ilaveten, gerek ticaret gemilerinde ve gerekse askeri gemilerde ekseriyetle tercih edilen yabancı marka diesel motorların tamir-bakım-onarım ve yenileme işlerini uzun yıllardan beri yapan iş gücü kaynağına ve yerli firmalara da sahibiz. Ürün sertifikasyonu konusunda milli kuruluşlarımız da mevcut. O halde, MİLGEM ve Koster Filosu'nun Yenilenmesi gibi projelerin gündemde olduğu şu günlerde, neden hâlâ, yerli firmalardan oluşan bir tedarik zinciri ile “milli” savaş gemilerimizin ve ticaret gemilerinin diesel motorlarını Pendik Tersanesi Motor Fabrikası’nda kendimiz üretmeyelim?
(NOT: Devlet teşviki ile yenilenmesi düşünülen Koster Filosu'nun ana tahrik sistemi (ana ve yardımcı makineler) ile seyir ekipmanları yerli olmadığı müddetçe gelecek 30-35 yıl boyunca yedek parça ve servis konusunda dışa bağımlı olacağı ve bu durumun doğuracağı başta "cari açık" olmak üzere birçok olumsuzluk dikkatlerden kaçmamalıdır.)
***
İktisat ve Milli Güvenlik Açısından “Yerli Motor” Gerekli
Türk donanmasına ait askeri gemilerde takılı olan yabancı marka motorların periyodik bakım-tutum-onarım ve yenileme ihtiyacı için yurt dışından temin edilen parçalarının miktarı ve tutarının ne olduğu ve aynı parçaların yerli imalatçılar tarafından üretilmesi halinde tutarın ne olacağı konusunda bir kıyaslama etüd çalışması yapılmış mıdır bilemiyorum ama böyle bir çalışma yapılırsa şayet gemi diesel motoru parçalarının yerli üreticiler tarafından imal edilmesine sıcak bakmayanların geçmişten gelen alışkanlıklarının kırılması ve konunun iktisadi açıdan öneminin daha iyi anlaşılması bakımından çok faydalı olacağı kanaatindeyim. Sadece iktisadi değil, stratejik açıdan da yarar var. Öyle ki; askeri gemilerde ekseriyetle tercih edilen yabancı marka motorlardaki Elektronik Kontrol Ünitesi (ECU)vb. gibi elektronik kontrol sistemlerinin şifre ve ayarlarının yabancı üreticilerin bilgisi ve kontrolü dâhilindeolması ihtimali bile “milli güvenlik” açısından pek olumlu bir durum olmasa gerek.
Neden Pendik Motor Fabrikası?
Motor fabrikalarının en önemli özellikleri olarak, fabrikanın temelleri ile test odalarının ve kullanılan tezgâhların temellerinin, üzerlerindeki büyük dinamik yükler karşısında deformasyona uğramayacak ve titreşimi iletmeyecek sağlamlıkta yapılmış olması gerekir.
İşte, Pendik Tersanesi Motor Fabrikası’nın 1980’li yıllarda hazırlanan temelleri, binlerce fore kazık çakılarak ve çok sağlam bir zemine oturtulmuş olup, fabrika bünyesindeki test odalarının ve büyük bor tezgâhının her birinin altında ciddi paralar harcanarak adeta apartman büyüklüğünde temeller mevcuttur. Dolayısıyla, yeni bir fabrika kurulması düşünüldüğünde, bu büyüklükte ve sağlamlıkta temellerin yapılması içinbüyük miktarlarda yatırım yapılması ve amortisman payı olarak ürün maliyetine yansıtılması gerekecektir.
Pendik Tersanesi, bünyesinde muazzam bir motor fabrikasına sahip olan dünyadaki çok az sayıdaki tersaneden biridir. Ayrıca, yine fabrika bünyesinde yer alan 7.500 BHP ve 35.000 BHP kapasiteli iki adet test odası ve bor tezgâhı da, Pendik Tersanesi Motor Fabrikası’nın mutlaka değerlendirilmesi gereken muazzam ve vazgeçilmez bir "milli servet" olduğunun göstergesidir.
***
Pendik Motor Fabrikası’nın Kaderi
Pendik Tersanesi Motor Fabrikası’nın kurulmasında çok büyük emeği olan değerli meslek büyüğümüz Denizcilik Bankası E. Genel Müdürü ve Yüksek Mühendis Ali Can Bey, Gemi Mühendisleri Odası (GMO) Gemi ve Deniz Teknolojisi Dergisi’nde de yayımlanan bir yazısında Pendik Tersanesi Motor Fabrikası ile ilgili şunları söylemişti:
“1999 depreminden bir süre sonra, depremden zarar gören Gölcük Tersanesi yerine Pendik Tersanesi, Deniz Kuvvetleri’ne devredildi. Aradan birkaç ay geçmişti ki, motor fabrikasının, tamir atölyesine dönüştürüldüğünü öğrenince inanılmaz bir şok yaşadım. Motor imalatına geçiş döneminde yaşadığım bütün sevinçlerim bir anda derin bir üzüntüye dönüştü. Anladığım kadarı ile, Pendik Tersanesi'ni devir alan ekipteki genç meslektaş kardeşlerimiz motor fabrikasını gezip görünce; "Bize motor fabrikası lazım değil, burası çok güzel tamir atölyesi olur" deyip bu kararı vermişler. Halbuki; bu güzelim fabrikayı, atölyeye çevirmek yerine, fabrikaya tersane içinde özel bir statü kazandırılarak yeni lisanslar alınarak hem Deniz Kuvvetlerine hem de Tuzla tersanelerine motor üretimine devam edilseydi, yurt dışından motor ithali büyük ölçüde azalır, büyük döviz tasarrufu sağlanabilirdi. Tamir atölyesi, tersane içinde başka bir yere az bir masrafla yapılabilirdi. Ne yazık ki, bu ideal çözüm düşünülmemiş.
Bizler makine üretmeyen bir Gemi Sanayinin, gerçek bir gemi sanayi olamayacağına inanmıştık, bizler "Motor yapabilen bir Türkiye'nin, Motor yapamayan bir Türkiye'den daha güçlü bir ülke olacağına" inanmış, bu inancımızı gerçekleştirmek için didinmiş uğraşmış ve başarmıştık. Motor fabrikasının kapatılması ile gemi sanayimiz ve Türkiye çok şey kaybetmiştir.
Şimdi bizler de, Devrim Arabalarını yapan yaşlı mühendisler gibi ahir ömrümüzde bu güzel eserin tarihe gömülmesinin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. İsterdik ki, başlattığımız motor imalatı daha da geliştirilsin, yerli katkı yüzde yüze yaklaşsın, yeni ilavelerle kapasitesi artırılsın, Tuzla'nın, Deniz Kuvvetlerimizin bütün ihtiyaçlarını karşılar hale gelsin, ihracat yapsın. Biz de genç kardeşlerimizin yaptıkları güzel katkılarla iftihar edelim, onları kınamak yerine onlarla gurur duyalım, ahir ömrümüzde de huzurlu ve mutlu yaşayalım.
Belki, bu anılarımız ve düşüncelerimiz genç kardeşlerimize bir heyecan kaynağı olur da yeniden Kaf Dağının arkasına dönen motor yapma hayalini gerçekleştirmek için kolları sıvarlar. Genç kardeşlerimiz bilsinler ki; Yeni bir MOTOR FABRİKASI’nın kurulduğunu göremeden gidersek gözlerimiz açık gidecek.”

Takdir; büyüklerimizin…
Not: Yazarın bu makalesi, İngilizce-Türkçe olarak Turkey Seanews Dergisi'nde ve Mersin Deniz Ticaret Dergisi'nin Aralık 2014 - 271.sayısında da yayımlanmıştır.
https://groups.yahoo.com/neo/groups/denizciler/conversations/messages/10712
NOT: Bu dikkate değer makalenin, “Pendik Tersanesi Motor Fabrikası’nın Önemi” başlıklı kısmını, değerli dostlarımızın ve Denizcilik Fakültelerinden uzman arkadaşlarımızla askerî ve siyasî yetkililerin dikkatine sunarım. (FMD)

13 Aralık 2017 Çarşamba

ÇAĞIN ÇILGINLIĞI MI? YOKSA!.. "BİTCOİN’İN VE BLOCKCHAİN TEKNOLOJİSİNİN MUCİDİ SATOSHİ NAKAMATO İLE SÖYLEŞİ" Demir KÜÇÜKAYDIN

BİTCOİN VE BLOCKCHAİN TEKNOLOJİSİNİN MUCİDİ SATOSHİ NAKAMATO İLE SÖYLEŞİ
Demir KÜÇÜKAYDIN
Bitcoin’in ekonomi politiği üzerine yazmaya başladığımız bu yazı serisin henüz başındayız.
Bitcoin denen olguyu anlamak için önce Marksist para teorisine girmek gerekecektir. Var olan kavramların bu yeni olguyu açıklayacak ve evrimini öngörecek bir temel sunup sunmadığına bakılacaktır.
Ama bir yandan da bilgi kirliliğine karşı orijinal metinlere de yer vermeye çalışacağız.
Bu bağlamda muhtemelen ilerde adı gerçek bir dahi olarak anılacak, kadın mı erkek mi, yoksa bir grup programcı mı olduğu bilinmeyen Satoshi Nakamato’nun ne gibi düşüncelerle bu parayı oluşturduğuna ilişkin olarak birinci dereceden bir bilgi son derece önemlidir.
Aşağıdaki metin Satoshi Nakamato’nun “başka işlerle uğraşacağım” diyerek yok olmasından önce yaptığı çeşitli yazışmalarından derlenerek oluşturulmuş bir hayali söyleşi. Yani Satoshi Nakamato’den yapılmış orijinal alıntıların bir söyleşi biçiminde derlenmesidir.
Söyleşi Phil Cmampagne’nin “Book of Satoshi” adlı kitabında yayınlanmış.
Biz de bunu Aaron Koenig’in “Bitcoin – Devletsiz Para” başlıklı kitabından çevirdik. Almancamız mükemmel değil. Bu nedene yetersiz bir çeviri olabilir ama daha iyisini yapacak bir hayırsever çıkana kadar bu bir fikir vermeye de yeter.
Benzer şekilde iyi İngilizce bilen birinin Bitcoin fikrinin ilk kez açıkça ifade edildiği “White Papers”ı (“beyaz kâğıtlar”, yani Bitcoin hakkındaki tasarının ilk kez kamuoyuyla paylaşıldığı metin) yapması gayet iyi olurdu.
Aşağıda bu söyleşi yer alıyor.
Demir Küçükaydın // 13 Aralık 2017 Çarşamba
Bitcoin üzerinde çalışmaya ne zaman başladın?
White Papers’ın yayınlanışından (Yani ilk kez tasarının kamuoyuyla paylaşımından) aşağı yukarı iki yıl önce çalışmaya başladım. Tabiri caiz ise, tersine bir yol kat ettim. Önce bütün problemleri çözebildiğime dair kendimi inandırmak için, bütün kodu (programı) yazmalıydım, ancak ondan sonra White Papers’ı yazabilirdim.
Bitcoini niçin icat ettin?
Klasik veya geleneksel (konvansiyonel) paranın işlev görebilmesi için, temel sorun güvendir. Merkez bankasına parayı değersizleştirmeyeceğine güvenilmelidir – ama tarihte Merkez Bankaları daima bu güveni yıkmıştır (kötüye kullanmıştır).
Bankalara, paralarımızı korusun ve elektronik olarak yollasın diye güveniyoruz. Ama onlar bu paraları başkalarına veriyorlar ve böylece kredi balonları oluşturuyorlar, çünkü kredilerin çok küçük bir bölümünün tasarruf olarak karşılığı vardır.
Hırsızlar hesaplarımızı boşaltmasınlar (ki bu hırsızlar da her halde biz oluyoruz) diye onlara güvenip verilerimizi veriyoruz. Bunun için büyük ekstra masraflar alıyorlar. Öyle ki, bunlar küçük ödemeleri olanaksız kılıyor.
Yani öyleyse insan artık kimseye güvenmemeli mi?
Evet. Bir kuşak önce, birçok kişinin aynı anda çalıştığı bilgisayarlar vardı, benzeri bir problem söz konusuydu. Kullanıcı verilerinin bir şifre ile korunduğuna güvenmeliydi ve sistemin yöneticisi bütün bilgileri gizli tutmalıydı. Ne var ki, verilerin kişiselliği, ya başka şeyler daha önemli göründüğü için veya sadece basitçe amirlerinin sözlü emirleriyle yöneticiler tarafından her zaman çiğnendi.
Ama sonra şifreleme teknikleri bulundu, herkes için ulaşılabilir oldu ve böyle bir güvene gerek kalmadı. Veriler, fiziksel olarak, üçüncü şahısların hangi nedenle veya hangi koşullar olursa olsun girişini mümkün kılmayacak şekilde emniyete alınabiliyordu.
Nicin Peer to Peer çözüme karar verdin?
Hükümetler merkezi olarak kontrol edilen ağların kafasını kesmekte ustadırlar, bir zamanlar Napster’de görüldüğü gibi. Fakat Gnutella ve Tor gibi saf P2P ağlarda bu işe yaramıyordu.
Niçin kullanıcıların sayısıyla artacak bir para miktarı yerine sabit bir para miktarına karar verdin. Bu merkezsiz olmayla mı bağlantılı?
Gerçekte para miktarını bir Merkez Bankası gibi kullanıcıların sayısına ayarlayacak kimse yok. Bu değeri belirlemek için kendisine güvenilen bir merkezi aktör olmalıdır. Bir programın kurallarından gerçek bir değeri belirleyecek bir yol bilmiyorum. Eğer belli bir para miktarını belli bir değere bağlayacak bir yol olsaydı, bunlar programlanabilirdi.
Bitcoin belli bir anlamda değerli metaller gibi çalışıyor. Arzı arttıracak yerde, değeri stabil tutmak için, arz sabit olarak belirlendi ve değer değişiyor. Ne kadar çok kullanıcı varsa, Coin başına değer o kadar artacaktır. Böylece olumlu bir kendini besleyen mekanizma da oluşuyor. Değer kullanıcı miktarıyla arttıkça, bu tekrar, yükselen fiyattan kazanç sağlamak isteyen daha fazla kullanıcıyı çeker
Bu durumda Bitcoin Altın gibi bir değerli madenle (soy metalle) kıyaslanabilir mi?
Evet. Bir düşünce deneyi yapalım. Altın gibi çok nadir bir metali tasavvur et, ama şu özellikleri var: Can sıkıcı bir gri rengi var. İyi bir elektrik iletkeni değil, kolay şekillendirilemez, pratik olarak hiçbir yararlılığı yok veya süs olarak kullanılamaz. Ama bunların yanı sıra çok özel, büyüleyici bir özelliği var: bir haberleşme kanalı üzerinden aktarılabiliyor.
Altının sözümona “fıtratından gelen değeri” (Intrinsischer Wert) niteliğini kastediyor ve bunlar hiç önemli değildir mi diyorsun?
İyi bir paranın geleneksel nitelikleri olarak kabul edilen nadir olmayı ele alalım. Böyle bir çok nesne vardır. Bu durumda “Fıtratından gelen değeri” olmayan bir nesne pekala bir para olarak kullanılabilir.
İnsan bir bitcoini geçersiz bir adrese yolladığında bu para ebediyen kaybolmuş oluyor. 21 Milyon Bitcoin sayısı kesin olarak belirlendiğine göre, bu bitcoinlerin sayısının zamanla azalacağı gibi bir anlama geleceğinden, bir tür “doğal deflasyon” olmuyor mu?
“Doğal deflasyon”… Bu kavramı sevdim. Evet kaybolan veriler ve ödeme hataları nedeniyle doğal bir deflasyon olacak. Bir gün gelecek, yeni coinlerin yaratılması bu doğal deflasyondan daha az bir düzeye düşecek, öyle ki biz mutlak bir deflasyon, yani para miktarının düşmesini de yaşayacağız. Ama kaybolan Coinler diğer Coinleri daha değerli yapacaktır. Bunu bitcoini olan herkese yapılmış bir bağış gibi düşünebiliriz.
Bitcoin madenciliği kaynakların israfı olmuyor mu?
Bu tıpkı Altın ve onun madenciliğinde olduğu gibidir. Altın madenciliğinin marjinal maliyeti daima altın fiyatı civarında bulunur. Evet altın çıkarmak da bir israftır. Ama bir alışveriş aracı olarak altının yararlılığı bunu fazlasıyla karşılar. Bitcoinde de durumun aynı olduğunu düşünüyorum. Bitcoin ile mümkün olan para yollama yararlılığı, bitcoin madenciliğindeki elektrik masraflarından çok daha büyüktür. Eğer bitcoin olmasaydı bu çok daha büyük bir israf olurdu.

5 Aralık 2017 Salı

GÜMRÜK İŞLEMLERİNİN KOLAYLAŞTIRILMASI YÖNETMELİĞİ DEĞİŞİKLİK TASLAĞI

GÜMRÜK İŞLEMLERİNİN KOLAYLAŞTIRILMASI YÖNETMELİĞİ DEĞİŞİKLİK TASLAĞI
10.01.2013 tarihli ve 28524 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği ile düzenlenmiş olan yetkilendirilmiş yükümlü statüsü kapsamında faydalanılacak olan...
RESMİ GAZETE'DE YAYINLANAN VE YÜRÜRLÜĞE GİREN YÖNETMELİK...
10.01.2013 tarihli ve 28524 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği ile düzenlenmiş olan yetkilendirilmiş yükümlü statüsü kapsamında faydalanılacak olan ithalatta yerinde gümrükleme izni ile izinli alıcı yetkisinin yürürlüğe konulmasını teminen, adı geçen Yönetmelik yeniden düzenlenmiş olup yapılan değişikliklerin mavi renkte gösterildiği taslak metni ilişiktedir.
Görüş ve önerilerinizi rkgkolayticaret@gtb.gov.tr adresine bildirilebilirsiniz.

29 Kasım 2017 Çarşamba

RESMİ GAZETE: "ÇİN’DEN YAPILAN ÇELİK İTHALATINA ANTİDAMPİNG VERGİSİ GETİRİLDİ"

ÇİN’DEN YAPILAN ÇELİK İTHALATINA ANTİDAMPİNG VERGİSİ GETİRİLDİ

Çin’den yapılan sıcak haddelenmiş rulo halinde olmayan yassı çelik ithalatına yüzde 16.89 ile yüzde 22.55 arasında antidamping vergisi getirildi.
Resmi Gazete’de yayımlanan Ekonomi Bakanlığı tebliğine göre, Çinli Jiangyin Xingcheng Special Steel Works tarafından üretilen bazı sıcak haddelenmiş rulo halinde olmayan yassı çeliğe "CIF fiyat üzerinden" yüzde 16.89, diğer üreticilerden gelen aynı ürünlere yüzde 22.55 antidamping vergisi uygulanması kararlaştırıldı.
Tebliğde şöyle denildi:
"Yürütülen soruşturma sonucunda, Çin Halk Cumhuriyeti menşeli soruşturma konusu ürünün ithalatının dampingli olduğu ve yerli üretim dalında maddi zarar tehdidine neden olduğu tespit edilmiştir. "Soruşturma kapsamındaki bilgi, bulgu ve tespitleri içeren ve bu Tebliğin hukuken bir parçası olan Bilgilendirme Raporuna ’www.tpsa.gov.tr’ internet adresinden ’Damping ve Sübvansiyon- Bilgilendirme Raporları’ bağlantıları seçilerek ulaşılması mümkündür.
"Bu çerçevede, soruşturma neticesinde ulaşılan tespitleri değerlendiren Kurulun kararı ve Ekonomi Bakanının onayı ile tabloda GTİPleri, eşya tanımı, menşe ülkesi ve firması belirtilen eşyanın Türkiyeye ithalatında, tabloda gösterilen oranda dampinge karşı kesin önlemlerin uygulanmasına karar verilmiştir. "Gümrük idareleri, 4 üncü maddede GTİPleri, eşya tanımı, menşe ülkesi ve firması belirtilen eşyanın, diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, serbest dolaşıma giriş rejimi kapsamındaki ithalatında karşısında gösterilen oranda dampinge karşı kesin önlemi tahsil ederler."
Çin’den ithal çelik ürünler hakkındaki damping soruşturması Erdemir’inÿ başvurusu üzerine Ekonomi Bakanlığı tarafından Aralık 2016’da başlatılmıştı. (DHA // 29.11.2017 - 12:17 | RESMİ GAZETE)
Ekonomi Bakanlığından:
İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ
(TEBLİĞ NO: 2017/32)
Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, 21/12/2016 tarihli ve 29925 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2016/51) ile Çin Halk Cumhuriyeti menşeli 7208.51.20.10.11, 7208.51.20.10.19, 7208.51.20.30.11, 7208.51.20.30.19, 7208.51.20.90.11, 7208.51.20.90.19, 7208.90.80.10.11, 7208.90.80.10.12, 7208.90.80.20.11, 7208.90.80.20.12, 7211.13.00.11.00, 7211.13.00.19.00, 7211.14.00.21.12, 7211.14.00.29.11, 7211.14.00.29.12, 7225.40.40.00.00, 7225.99.00.00.10 ve 7225.99.00.00.90 gümrük tarife istatistik pozisyonları altında yer alan “sıcak haddelenmiş rulo halinde olmayan yassı çelik (kalın levha)” ithalatına yönelik başlatılan ve T.C. Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen damping soruşturmasının tamamlanması neticesinde alınan kararın yürürlüğe konulmasıdır.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 14/6/1989 tarihli ve 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun, 20/10/1999 tarihli ve 99/13482 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar ve 30/10/1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğe dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;
a) GTİP: Gümrük tarife istatistik pozisyonunu,
b) Kurul: İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulunu,
c) TGTC: İstatistik pozisyonlarına bölünmüş Türk Gümrük Tarife Cetvelini
ifade eder.
Karar
MADDE 4 – (1) Yürütülen soruşturma sonucunda, Çin Halk Cumhuriyeti menşeli soruşturma konusu ürünün ithalatının dampingli olduğu ve yerli üretim dalında maddi zarar tehdidine neden olduğu tespit edilmiştir. Soruşturma kapsamındaki bilgi, bulgu ve tespitleri içeren ve bu Tebliğin hukuken bir parçası olan Bilgilendirme Raporu’na “www.tpsa.gov.tr” internet adresinden “Damping ve Sübvansiyon- Bilgilendirme Raporları” bağlantıları seçilerek ulaşılması mümkündür.
(2) Bu çerçevede, soruşturma neticesinde ulaşılan tespitleri değerlendiren Kurul’un kararı ve Ekonomi Bakanı’nın onayı ile tabloda GTİP’leri, eşya tanımı, menşe ülkesi ve firması belirtilen eşyanın Türkiye’ye ithalatında, tabloda gösterilen oranda dampinge karşı kesin önlemlerin uygulanmasına karar verilmiştir.

GTİP
Eşyanın Tanımı
Menşe Ülke
Firma
Dampinge Karşı Önlem
(CIF Bedelin %)
7208.51.20.10.11 
Sıcak haddelenmiş rulo halinde olmayan yassı çelik (kalın levha-yalnız genişlikleri 3600 mm ve daha az olanlar)
Çin Halk Cumhuriyeti
Jiangyin XingchengSpecial Steel Works Co. Ltd.
16,89%
7208.51.20.10.19
7208.51.20.90.11
Diğerleri
22,55%
7208.51.20.90.19
7208.90.80.10.11
Sıcak haddelenmiş rulo halinde olmayan yassı çelik (kalın levha-yalnız kalınlıkları 15 mm ve daha fazla olanlar ile genişlikleri 3600 mm ve daha az olanlar)
Çin Halk Cumhuriyeti
Jiangyin XingchengSpecial Steel Works Co. Ltd.
16,89%
7208.90.80.10.12
7208.90.80.20.11
7208.90.80.20.12
7225.40.40.00.00
Diğerleri
22,55%
7225.99.00.00.10
7225.99.00.00.90
7211.13.00.11.00
Sıcak haddelenmiş rulo halinde olmayan yassı çelik (kalın levha-yalnız kalınlıkları 15 mm ve daha fazla olanlar)
Çin Halk Cumhuriyeti
Jiangyin XingchengSpecial Steel Works Co. Ltd.
16,89%
7211.13.00.19.00
7211.14.00.21.12
7211.14.00.29.11
Diğerleri
22,55%
7211.14.00.29.12

Uygulama
MADDE 5 – (1) Gümrük idareleri, 4 üncü maddede GTİP’leri, eşya tanımı, menşe ülkesi ve firması belirtilen eşyanın, diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, serbest dolaşıma giriş rejimi kapsamındaki ithalatında karşısında gösterilen oranda dampinge karşı kesin önlemi tahsil ederler.
(2) Bilgilendirme raporunda soruşturma konusu ürün ve benzer ürün ile ilgili açıklamalar genel içerikli olup uygulamaya esas olan yürürlükteki TGTC’de yer alan GTİP’ler ve 4 üncü maddede yer alan tabloda gösterilen eşya tanımıdır.
(3) Önleme tabi ürünün yürürlükteki TGTC’de yer alan tarife pozisyonlarında ve/veya tanımında yapılacak değişiklikler bu Tebliğ hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
Yürürlük
MADDE 6 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 7 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Ekonomi Bakanı yürütür.

17 Kasım 2017 Cuma

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE TÜRK MİLLİYETÇİLERİ DOSYASI: ATA’YA NEDEN “ASRIN DÂHİSİ” DENDİĞİNİ MERAK EDENLER İÇİN (TUKISHFORUM / DÜNYA TÜRK KONGRESİ, WASHINGTON/ABD)

ATATÜRK VE TÜRK MİLLİYETÇİLERİ DOSYASI:
ATA’YA NEDEN “ASRIN DÂHİSİ” DENDİĞİNİ MERAK EDENLER İÇİN
Atatürk’ü Atatürk yapan temel özelliklerden biri çok okumasıydı.
Atatürk’ün başarı sırları
Savaş yorgunu, yoksul, yılgın bir halkla, ordusuz, cephanesiz, parasız, moralsiz Milli Mücadele’yi kazanmak çok zordu. Üstelik karşıda birden fazla düşman vardı. Savaş çok cepheliydi. Öncelikle Atatürk’ün ifadesiyle “iç cepheyi güçlendirmek” gerekiyordu. İsyanları sonlandırmak, asker kaçaklarına engellemek, ihanet şebekelerini etkisizleştirmek lazımdı. Sonra dış düşmanı yenmeye sıra gelecekti.
Atatürk, Milli Mücadele’yi şöyle kazandı:
– Milleti hazırladı. Bunun için kendi ifadesiyle önce “işgal edilmiş zihinleri yeni bir imanla istila etti.” Böylece mümkün olduğunca mandacıları, teslimiyetçileri etkisizleştirdi. Halkı, tüm farklılıklarına rağmen birleştirdi, bütünleştirdi.
– Meclis’i açtı. Milli iradeyi egemen kıldı. Milli Mücadele’yi Meclis kararlarıyla yürüttü. Asla Meclis’i kapatmayı düşünmedi. Başkomutanlığı bile üç ay süreyle Meclis’ten aldı.
– Orduyu hazırladı.
– Dış cepheden önce iç cepheyi sağlamlaştırdı. İsyanları bastırdı.
– Uzaktan talimatlarla değil, yakından, insanların omzuna, aklına ve kalbine dokunarak Milli Mücadele’yi yönetti. Milli Mücadele’den sonra devrimleri yaparken de halkın ayağına gitti, devrimleri bizzat halkın ayağına götürdü. Örneğin Harf Devrimi sonrası yeni harfleri kara tahta başında bizzat halka anlattı. Şapka Devrimi’ni halka tanıtmak için bizzat Kastamonu’ya gitti. Bizzat tarih ve dil tezleri ortaya attı. Tarih ve Dil kurultaylarına katıldı.
– Düşman cephesini daraltmaya çalıştı. Fransa ve İtalya’yı diplomatik yollarla etkisizleştirdi, böylece Yunan ordusunu destekleyen İngiltere’yi yalnızlaştırdı.
– Düşmana karşı “mazlum milletler cephesi” kurdu. Sovyet Rusya, Afganistan, Hindistan, Mısır vb. ülkelerle gizli açık antlaşmalar yaptı, işbirliğine girdi, böylece İngilizleri kuşattı.
– Milli Mücadele’de de dış borçlanmaya gitmedi, sonradan geri verilmek üzere halktan yardım istedi. (Tekalifi Milliye Emirleri). Sovyet Rusya’dan ve Hindistan’dan maddi yardımlar aldı.
– Sovyet Rusya’dan maddi yardım alırken asla Sovyet Rusya’nın etkisine girmedi, bağımsız siyasetine hiç kimsenin müdahale etmesine izin vermedi.
– Anadolu’daki Yunan mezalimini dünyaya duyurarak dünya kamuoyunu etkilemeye çalıştı.
– Düşmana karşı bağımsızlık, saraya, sultana karşı egemenlik mücadelesini birlikte yürüttü.
– Saraya, sultana geleneksel bağlarla bağlı bir toplumda yeri ve zamanı gelmeden gelecekte yapacağı devrimlerden asla söz etmedi. Hatta devrimleri örtüp gizlemek ve milli direnişi güçlendirmek için belli bir döneme kadar padişahı, halifeyi de kurtarmaktan söz etti.
– Zafer kazanabilmek için sadece orduyu değil, tüm milleti seferber etti. (Topyekün Savaş).
– Milli Mücadele boyunca asla diplomatik arayışlardan vazgeçmedi. Avrupa’ya elçiler, heyetler gönderdi. Uluslararası konferanslara temsilci gönderdi.
– Her askeri zaferden sonra diplomatik zaferler kazandı.
– Usta bir satranç oyuncusu gibi rakibinin (İngiltere’nin, Yunanistan’ın) hatalarından yararlanmayı bildi. Örneğin Milli Mücadele boyunca Yunan ordularının Anadolu’da yaptığı katliamları hep gündemde tuttu. İngilizler’in İstanbul’u işgalini “İslamın son kalesinin düşman ayakları altında çiğnenmesi” olarak duyurdu İslam dünyasına…
– Düşmanın hamlelerine, karşı hamlelerle cevap verdi. Örneğin İngilizlerin İstanbul’u işgal edip milletvekillerini tutuklayacaklarını tahmin ettiği için Anadolu’daki İngiliz subaylarını tutuklattı. Nitekim Malta sürgünlerini kurtarmak için bu esirleri kullandı. İstanbul Hükûmeti’nin ihanet fetvasına karşı direniş fetvası yayımlattı.
– Asla toplumsal gerçekliği görmezden gelerek hareket etmedi. TBMM’yi tekbir ve dualarla açtırırken toplumsal gerçekliğe uygun hareket ediyordu.
– Kesin zafere ulaşmadan asla barış yapmayı düşünmedi. “Bizim için barış demek tam bağımsızlık demektir” diyordu. Büyük Zaferi kazanıp düşmanı denize dökünceye kadar yapılan tüm barış tekliflerini reddetti.
– Gerektiğinde geri çekilmeyi, gerektiğinde durmayı bildi. Kütahya Eskişehir savaşlarında orduyu Sakarya’nın doğusuna çekti. Milli Mücadele sonrası İstanbul’u, Boğazları, Doğu Trakya’yı ele geçirince Batı Trakya’ya girmeyi asla düşünmedi. Misak-ı Milli’de yer almasına karşın, anayurdu tehlikeye atmamak için Musul macerasına atılmadı.
– Sadece silahlı değil, silahsız askeri zaferler kazanmasını da bildi. Örneğin Doğru Trakya’yı, İstanbul’u ve Boğazları, Hatay’ı silahsız geri aldı. Gerektiğinde en güçlü silahı diplomasi oldu.
– Atatürk, Milli Mücadele’nin bir “çılgınlık” bir “mucize” değil, “hesap” olduğunu söylüyordu. Gerçekten de her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesaplamıştı. Milli Mücadele her şeyden önce aklın zaferiydi.
– Milli Mücadele’yi kazandıktan sonra “zafer sarhoşu” olmadı. Çünkü kendi ifadesiyle “ilim ve iktisat zaferleriyle taçlandırılmayan askeri zaferlerin tez zamanda söneceğini” biliyordu. Savaştan sonra süngünün yerini saban, kılıcın yerini kalem aldı. Sağlık, eğitim, ekonomi, kültür devrimleri yaptı. Türkiye’yi, çok değil 15 yılda adeta bir çağdan başka bir çağa taşıdı.
– Savaştan sonra asla kin tutmadı. “Yurtta barış dünyada barış” diyerek uzak yakın tüm ülkelerle dostluk ve kardeşlik antlaşmaları imzaladı, barış paktları kurdu. Başka ülkelerin iç işlerine karışmadığı gibi hiçbir ülkeyi de Türkiye’nin iç işlerine karıştırmadı. Bağımsızlığa saygıyı esas aldı.

28 Ekim 2017 Cumartesi

Dışişleri Bakanlığından: ABD’ne Ait Destek Hamulesinin İthal/İhraç ve Ülke İçi Nakil ve Tevziine Dair Tebliğ // RESMİ GAZETE: 01 EYLÜL 2004 - ÇARŞAMBA

Tebliğler
Dışişleri Bakanlığından:
ABD’ne Ait Destek Hamulesinin İthal/İhraç ve Ülke İçi Nakil ve Tevziine Dair Tebliğ
Amaç 
Madde 1 - Amerika Birleşik Devletleri Makamları tarafından Türkiye’ye ithal ve buradan ihraç olunacak askeri malzeme, teçhizat, ikmal maddeleri ve eşyalarının (bundan sonra “Destek Hamulesi” diye anılacaktır) giriş/çıkış ve ülke içi nakil işlemlerinin yürütülmesinde aşağıdaki usuller uygulanacaktır.
Kapsam
Madde 2 - ABD destek hamulesinin giriş ve çıkış işlemlerinde Türk mevzuatına ve 6375 sayılı Kanunla tasdik olunan 19 Haziran 1951 tarihli “Kuzey Atlantik Antlaşmasına Taraf Devletler Arasında Kuvvetlerin Statüsüne Dair Sözleşme”ye (NATO-SOFA) uyulacaktır.
Genel Hususlar
Madde 3 - ABD gemi ve uçakları ile Türkiye’ye getirilecek ve buradan götürülecek destek hamulesinin giriş ve çıkışı aşağıdaki deniz ve hava limanlarından yapılacaktır.
a) Deniz Limanları:
1) İstanbul
2) İzmir
3) İskenderun
4) Yumurtalık
5) Antalya
6) Aksaz/Karaağaç
7) Ağalar (sadece mühimmat için)
b) Hava Limanları:
1) Esenboğa (Ankara)
2) Atatürk (İstanbul)
3) Çiğli (İzmir)
4) İncirlik (Adana)
5) Antalya
6) Aksaz/Dalaman (Muğla)
c) Antalya ve Aksaz/Dalaman havaalanlarını, ABD Deniz Kuvvetlerine mensup gemilerin Antalya ve Aksaz /Karaağaç Limanlarını ziyaretleri ile irtibatlı olarak, sadece bu gemilerin destek uçaklarınca kullanılmasına izin verilebilir.
Madde 4 - İthal/İhraç ve ülke içi nakil ile tevzie ait usuller aşağıda açıklanmıştır.
a) Ön müsaadeyi gerektirenler:
1) Silah, mühimmat ve Ana teçhizat kalemlerinin ithali ve Türkiye dahilinde daimi olarak nakil ve tevzii ile hizmet araçları ve jeneratörlerin ithali.
2) Gizli mahiyetteki silah, mühimmat, teçhizat ve malzemenin ithal, ihraç ve bunların ülke içi nakil ve tevzii.
b) Ön bildirim gerektirenler:
1) Silah, mühimmat ve ana teçhizat kalemlerinin Türkiye’den ihracı, Genelkurmay Başkanlığına/Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’ne (KRDAE),
2) Ana teçhizat kalemlerinin bakım ve onarım maksadıyla tesisler/istasyonlar arası nakli ise, Tesis Komutanına /İstasyon Müdürüne,
bilgi verilmek suretiyle gerçekleştirilecektir.
c) Manifesto ibrazını gerektirenler :
ABD Hükümetine ait teçhizat ile kuvvet, sivil unsur ve yakınlarının istimaline mahsus makul miktarda yiyecek maddeleri, ikmal maddeleri ve diğer eşyanın (ev eşyası ve şahsi oto dahil) ithal ve ihracı ile hizmet araçları ve jeneratörlerin ihracı. (Genelkurmay Başkanlığı/KRDAE ve ABD Savunma İşbirliği Ofisi Başkanlığı-ODC/ABD Savunma Bakanlığı Hava Kuvvetleri Teknik Uygulamalar Merkezi-AFTAC arasında yapılan yazılı mutabakat uyarınca, tesise, SAS mevkiine veya Belbaşı Sismik Araştırma İstasyonu’na -bundan sonra İstasyon diye anılacaktır- girişinden sonra Türk Komutana/İstasyon Müdürüne özet listesi verilmesi gereken malzeme ve teçhizat da bu kategoriye dahildir.)
Uygulama, Görev Yetki ve Sorumluluklar
Madde 5 - Her türlü malzeme ve teçhizatın ithal/ihraç ve ülke içi nakil ve tevzii aşağıda açıklandığı gibi yapılır.
a) Her türlü malzeme ve teçhizatın ithal/ihraç ve ülke içi nakil ve tevziinde, ÖN MÜSAADE ve ÖN BİLDİRİM için örneği ekte bulunan BEYANNAME kullanılır.
1) ODC/AFTAC tarafından 6 nüsha (İstasyon için 5 nüsha) olarak tanzim edilen beyannameler; bizzat ODC/AFTAC Başkanı veya yetkili kılındığı ve imza örneği daha önce bildirilen bir subay/görevli tarafından imzalanarak ithal/ihraç veya naklin yapılacağı tarihten en az 20 gün (İstasyon için 3 gün) önce Genelkurmay Başkanlığına/KRDAE’ye gönderilir. Ayrıca, alakalı olan her tesis veya ABD’nin Türkiye’deki Askeri Kuruluşu (bundan sonra “tesis/birlik” diye anılacaktır) için birer nüsha beyanname ilave edilir. (Tesis/birlikler arası nakillerde, beyanname nüsha sayısı 11’e kadar çıkabilir.)
2) Genelkurmay ilgili “J” Başkanlığı tarafından, bu beyannamelere ilişkin olarak, diğer ilgili “J” Başkanlıkları ile koordine edilerek, Genelkurmay Başkanlığının görüşü saptanır.
3) Genelkurmay Başkanlığınca/KRDAE’nce talep uygun görüldüğü takdirde beyannameler (ithali/ihracı veya ülke içi nakli uygundur) şeklinde onaylanarak:
(a) 1 nüsha isteği yapan ODC)/AFTAC’a,
(b) 2 nüsha ait olduğu gümrük kapısına,
(c) 1 nüsha hamulenin ait olduğu veya nakil edileceği Tesis/Birlik Türk Komutanlığına/İstasyon Müdürlüğüne,
(d) 1 nüsha Tesis/Birliğin bağlı olduğu Kuvvet Komutanlığına gönderilir,
(e) 1 nüsha Genelkurmay Başkanlığında/KRDAE’de kalır.
4) Genelkurmay Başkanlığı’nca/KRDAE’nce talep uygun görülmediği takdirde beyannameye (ithali/ihracı veya ülke içi nakli uygun değildir) şerhi düşülerek, beyanname ODC/AFTAC’a iade edilir.
5) Gümrük Kapısı ilgilileri, kendilerine gönderilen onaylanmış beyannameleri, gümrüğe gelmiş olan hamule ile karşılaştırıp kontrol etmek suretiyle gümrük işlemlerini yaparlar. Hamulenin gümrükten geçmesi halinde, beyannamelerden bir nüshasını, hamulenin gümrükten geçtiğini belirten mutat işaretleri koyarak, ABD’nin görevli personeline verirler. ABD’nin görevli personeli, hamulenin gümrükten geçmiş olduğunu, ellerindeki işaretli nüshayı ilgili Tesis/Birlik Türk Komutanlıklarına/İstasyon Müdürlüğüne ibraz etmek suretiyle girişlerde beyanda bulunurlar.
6) Beyannamelerde yazılı hamulenin gümrük kapısındaki teşhis ve kontrolünde gümrük makamları, müşkülatla karşılaştıklarında aşağıdaki Komutanlıklardan/İstasyon Müdürlüğünden birer uzman subayın/personelin yardımını talep edebilirler:
(a) Havaalanlarında:
(1) Esenboğa Meydanı için Hv. K. K.lığı/Belbaşı Nükleer Denemeleri İzleme Merkezi Müdürlüğü,
(2) İncirlik Meydanı için 10’uncu Tanker Üs K.lığı,
(3) Atatürk Meydanı için Hv. H. Ok. K.lığı/KRDAE,
(4) Çiğli Meydanı için 2 nci Ana Jet Üs ve Uçş. Ok. K.lığı,
(5) Antalya Meydanı için Antalya Meydan K.lığı,
(6) Aksaz/Dalaman Meydanı için Dalaman Meydan K.lığı,
Bu Komutanlıklar/KRDAE, önceden bu maksatla görevlendirme yapacaklardır.
(b) Limanlarda :
(1) İstanbul Limanı için Büyükdere, Haydarpaşa Ulş. Terminal Birlik K.lığı veya KRDAE,
(2) İzmir Limanı için Ulş. Terminal K.lığı (HİLAL),
(3) İskenderun Limanı için, Ulş. Terminal Birlik K.lığı,
(4) Yumurtalık Limanı için, İncirlik Tesis K.lığı,
(5) Antalya Limanı için, Antalya Deniz K.lığı,
(6) Aksaz/Karaağaç Limanı için, Aksaz Üs K.lığı.
b) Gizli mahiyette silah, mühimmat, teçhizat ve malzemenin ithal, ihraç ve ülke içi
nakil ve tevziinde de aynı usuller uygulanır.
1) Gizli mahiyette silah, mühimmat, teçhizat ve malzemenin ithal/ihraç, ülke içi nakil ve tevzii için ODC; silah ve mühimmat ile teçhizat ana kalemlerinin ithalinde olduğu gibi ekteki örneğe uygun 8 adet beyannameyi en az 20 gün önceden gizli gizlilik dereceli bir yazıyla Genelkurmay Başkanlığı’na gönderir. Gönderilen beyannamelerden 4 adedinde detaylı bilgi bulunmaz ve sadece “GİZLİ HAMULE” kaydı düşülür. (Bu beyannameler Gümrük Müsteşarlığının ilgili birimlerine bu şekilde gönderilir.)
2) Genelkurmay ilgili “J” Başkanlığınca, bahse konu beyannameler için gizli mahiyette teçhizat ve malzemenin özelliğine göre diğer ilgili “J” Başkanlıklarıyla koordine edilir ve bu suretle Genelkurmay Başkanlığının görüşü saptanır.
3) Gizlilik dereceli hamulenin ithal ve ihraç işlemlerinin (gümrük kontrolünden muaf olarak) süratle yapılabilmesi için Genelkurmay Başkanlığı, bu maddenin a) bendinin 6)’ncı alt bendinde kayıtlı Komutanlıklara ve hamulenin özelliğine göre ilgili Tesis/Birlik Türk Komutanlıklarına tahkik için gerekli emri vererek teçhizat veya malzemenin ithal veya ihracını sağlar.
c) “Ön Bildirim” gerektirenler:
Aynı usuller uygulanır ve aynı beyanname formu kullanılır.
1) Ön Bildirim Beyannamesi; “Ön Müsaade Beyannamesi”ne benzer şekilde hazırlanarak ODC/AFTAC tarafından 6 nüsha (İstasyon için halinde ihracın yapılacağı tarihten makul bir süre, tercihen 20 gün evvel Genelkurmay Başkanlığına/KRDAE’ne gönderilir. (Alakalı olan Tesis/Birlik Komutanlıkları/İstasyon Müdürlüğü için birer nüsha ilave edilir.)
2) Talep Genelkurmay “J” Başkanlığınca/KRDAE’nce işleme alınır ve bu malzemeye ihtiyaç olup olmadığı saptandıktan sonra ön bildirim beyannamelerinden;
(a) 2 nüsha isteği yapan ODC)/AFTAC’a,
(b) 1 nüsha ait olduğu gümrük kapısına,
(c) 1 nüsha hamulenin ait olduğu Tesis/Birlik Türk Komutanlığına/İstasyon Müdürlüğüne,
(d) 1 nüsha ilgili Kuvvet Komutanlığına gönderilerek ihraç sağlanır,
(e) 1 nüsha Genelkurmay Başkanlığı’nda/KRDAE’nde kalır.
d) Manifesto ibrazını gerektirenler:
ABD Kuvvetine ait teçhizat ile kuvvet, sivil unsur ve yakınlarının istimaline mahsus makul miktarda yiyecek maddeleri, ikmal maddeleri ve diğer eşyanın (ev eşyası ve şahsi oto dahil) ithal ve ihracı:
1) Bu hamulenin ithali giriş gümrük kapısında gümrük ilgililerince Türk Gümrük mevzuatına uygun olarak manifesto girişi ile ve gümrük kontrolü yapılarak gerçekleştirilir.
2) Bu kategori hamuleden (ev eşyası ve şahsi oto hariç) Tesis Komutanına/İstasyon Müdürüne, tesise girişten sonra özet bilgi vermek için liste halinde ibraz edilmesi gereken,
- Uçak yedek parçaları/bakım ikmal maddeleri,
- Petrol, yağ, hidrolik yakıt,
- Muhabere onarım parçaları/ikmal maddeleri,
- Taşıt onarım parçaları/ikmal maddeleri,
- Kantin malzemeleri,
- İstihkam inşaat malzemeleri/ikmal maddeleri,
- Büro mefruşatı,
- İdari malzemeler/ikmal maddeleri,
konusunda, Genelkurmay Başkanlığı/KRDAE ile ODC/AFTAC arasında sağlanan yazılı mutabakata göre uygulama ve işlem yapılır.
3) Türkiye’den ihraç edilecek benzer hamule ile hizmet araçları ve jeneratörlerin gümrük işlemleri de Gümrük Kapısında gümrük ilgililerince Türk Gümrük mevzuatına uygun olarak, manifesto çıkışı ile ve gümrük kontrolü yapılarak gerçekleştirilir.
Yürürlüğe Girme ve Yürürlükten Kaldırma
Madde 6 - İşbu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Tebliğin yürürlüğe girişiyle, Dışişleri Bakanlığının 10 Ağustos 1995 tarih ve 22370 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “ABD’ne Ait Destek Hamulesinin İthal/İhraç ve Ülke İçi Nakil ve Tevziine Dair Tebliğ” yürürlükten kaldırılır.

Ek
ÖRNEK

ABD Destek Hamulesinin (Manifestoya Tabi Malzeme Hariç)
İthal/İhraç ve Ülke İçi Nakil, Tevzi ve Mübadelesi İçin
Ön Müsaade/Ön Bildirim Beyannamesi
  
OPS No:
Tarih:
TDA/BRTR No:

1. Konusu
:
2. Türkiye’deki İlk ve Nihai Varış/Çıkış Yerleri
:
3. Programlanan Sevk Tarihi
:
4. Ulaştırma Vasıtaları
:
5. Cins ve Miktarı ile İlgili Ayrıntılı Bilgiler
: (Beyannamenin altına bakınız)
6. Genel Maksadı
:
Bu Beyannamede gösterilen malzemenin yukarıda belirtilen yerlerde ve maksatlarla
kullanılacağı taahhüt olunarak müsaade talep edildiği arzolunur.
ODC/AFTAC Namına
7. Genelkurmay Başkanlığı’nın/KRDAE’nin değerlendirmesi:
Bu Beyannamede belirtilen teçhizat ve malzemenin ithali/ihracı ve Ülke İçi Nakli Genelkurmay Başkanlığı/KRDAE tarafından uygun görülmüştür / görülmemiştir.
Genelkurmay Başkanı/KRDAE Namına
8. Gümrük Makamlarınca Yapılan İşlemler:
Beyannamede cins ve miktarı belirtilen teçhizat ve malzemenin …………………….. Gümrüğünün ……………… gün ve …………..sayılı Beyannamesi ile İthal/İhraç işlemi yapılmıştır.

Not: İthali/İhracı veya Ülke İçi Nakli, Tevzii ve Mübadelesi İstenilen Silah/Mühimmat, her ana teçhizat kalemi, gizli mahiyetteki malzeme hizmet araçları ve jeneratörler için aşağıdaki bilgiler verilecektir.
1. Silah, Mühimmat veya Malzeme ve Teçhizatın Adı ve Cinsi:
2. İthali/İhracı veya Nakli, Tevzii ve Mübadelesi İstenen Kalemlerin Parça Adedi ve Ağırlığı:
3. Silah/Mühimmat veya Malzeme ve Teçhizatla İlgili Bilgiler:
a) Kadrosu :
b) Mevcudu :
c) Mevcut ve silah ve mühimmatla kapasite artışı yapacaktır / yapmayacaktır.
d) İthal/İhraç veya ülke içi nakil, tevzii ve mübadelesi istenen miktar:
e) Org. Code Numarası:
f) DODIC/Noun:
g) Lüzumlu ilave bilgiler: